21 Temmuz 2017 Cuma

SOSYAL MEDYA GENÇLER ÜZERİNDE KAYGIYA NEDEN OLUYOR MU?

Son zamanlarda sosyal medya ile ilgili çok sayıda araştırma haber haline getirildi. Özellikle ebeveynler (anne-babalar) çocuklarının sosyal medyada çok vakit geçirmesinden kaygı duyuyorlar. Bunlar haklı kaygılar da olabilir. Ancak, dijital yerliler denilen genç kuşağın sosyal medya dünyası içinde büyüdüğünü göz ardı etmemek gerekiyor. Aslında yapılması gereken, yeni medya okuryazarlığı dersini ilkokullarda zorunlu hale getirmek ve çocukların sosyal medyayı daha bilinçli kullanmalarını teşvik etmek. Neyse bu yazının konusu bu değil. 

BBC Türkçe'nin paylaştığı bir haber okudum. Haberde, sosyal ağların gençler arasında anksiyeteye (kaygıya) yol açtığı ifade ediliyordu. Haber, Ditch the Label isimli kuruluşun 10 bin genç üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçlarını aktarıyordu. Habere göre, gençlerin yüzde 40'ı, kimse selfie'lerini beğenmezse kendilerini kötü hissettiklerini söylemişler. Yüzde 35'i kendilerine olan güvenlerinin takipçi sayılarına doğrudan bağlı olduğunu belirtmiş. Her üç gençten biri, internette görünüşlerinden dolayı istismar ve zorbalığa uğramaktan korkuyormuş. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 70'i internette başka birine karşı istismarcı davranış sergilediklerini, yüzde 17'si de bilgisayar başında zorbalığa uğradıklarını ifade etmiş. Gençlerin yaklaşık yarısı, hayatlarına ilişkin kötü şeylerden bahsetmediklerini, sadece yaşamlarının "kurgulanmış" versiyonunu sosyal medyaya sunduklarını ifade etmiş. 
Bu haberi okuyunca araştırmaya bakma gereği duydum. Gerçekten ilginçti veriler. Ancak haberin araştırmayı epey çarpıttığını farkettim.



Araştırma hakkında kısa bir bilgi: Araştırma Britanya'da 12-20 yaşları arasında 10.020 genç üzerinde yapılmış. Temel araştırma konusu, kaygı değil, sanal zorbalık (cyber-bullying). Ben zorbalık yerine sanal magandalık demeyi tercih ediyorum. 

SANAL MAGANDALIK
Araştırmada gençlere, "Başkalarına karşı magandalık yapıyor musunuz?" anlamına gelecek sorular sormuşlar: Örneğin, "kasıtlı olarak birini üzecek bir şeyler yaptınız mı?" diye sormuşlar, gençlerin yüzde 34'ü evet demiş.  "Birisine fiziksel olarak hiç saldırıda bulundunuz mu?" sorusuna yüzde 22'si evet demiş. Herhangi bir kişiye çevrimiçi ortamda sözlü tacizde (aşağılama / kötü söz vb) bulundunuz mu?" sorusuna yüzde 31'i evet demiş. İlginç olan ise, gençlere magandalık denince ne anlıyorsunuz ve başkalarına kendi tanımınıza uygun davranışlarda bulundunuz mu diye sorduklarında, sadece yüzde 12'si bulunduk cevabını vermiş. Demek ki gençler kendi davranışlarını magandalık olarak görmüyorlar.  

Hiç magandalığa maruz kaldınız mı sorusuna yüzde 54'ü evet demiş. Neden dolayı magandalığa maruz kaldınız? sorusuna şu cevaplar verilmiş: Dış görünüşüm nedeniyle,  yüzde 50; ilgi alanlarım ya da hobilerim nedeniyle, yüzde 40; yüksek notlarım nedeniyle, yüzde 19; ailemin geliri nedeniyle, yüzde 14; ailemden biri ya da arkadaşım da maruz kaldığı için, yüzde 14; düşük notlarım nedeniyle, yüzde 14, erkeksi/kadınsı görünüşüm nedeniyle, yüzde 11; ailevi meselenin ortaya dökülmesi nedeniyle, yüzde 12; engelli oluşum nedeniyle, yüzde 8; ırksal kimliğim nedeniyle, yüzde 10; kültürel kimliğim nedeniyle, yüzde 5; dini kimliğim nedeniyle, yüzde 4; cinselliğim nedeniyle, yüzde 4; toplumsal cinsiyet kimliğim nedeniyle, yüzde 3.

MAGANDALIĞA MARUZ KALANLARIN YAŞADIKLARI SORUNLAR
Magandalığa maruz kalanların yüzde 37'si toplumsal kaygılarının (social anxiety) arttığını söylemiş; yüzde 36'sı depresyona girmiş; yüzde 24'ü intiharı düşünmüş; yüzde 23'ü kendisine zarar vermiş; yüzde 21'i dersleri asmış; yüzde 12'si anti-sosyal davranışlar geliştirmiş; yüzde 12'si yeme bozukluklarına sahip olmuş; yüzde 10'u evden kaçmış; yüzde 8'i uyuşturucuya ya da alkole başlamış   
SANAL MAGANDALIĞA MARUZ KALANLARIN YAŞADIKLARI SORUNLAR
Sanal magandalığa maruz kalanların yüzde 41'i toplumsal kaygılarının arttığını söylemiş; yüzde 37'si depresyona girmiş; yüzde 26'sı intiharı düşünmüş; yüzde 26'sı sosyal medya hesabını kapatmış; yüzde 25'i kendisine zarar vermiş; yüzde 24'ü sosyal medyayı kullanmayı bırakmış; yüzde 20'si dersleri asmış; yüzde 14'ü yeme bozukluklarına sahip olmuş; yüzde 9'u uyuşturucuya ya da alkole başlamış.

SOSYAL MEDYANIN GENÇLERİN YAŞAMINDAKİ YERİ
Araştırmada gençlere sosyal medya ile ilgili sorular da sormuşlar. "Bir günlüğüne sosyal medyaya erişiminiz olmasaydı ne hissederdiniz?" sorusuna, gençlerin yüzde 62'si "rahatsız olmazdım"; yüzde 14'ü "gergin hissederdim"; yüzde 10'u "yalnız hissederdim"; yüzde 9'u "huzursuz olurdum"; yüzde 3'ü "kendimi özgür hissederdim"; yüzde 2'si "mutlu hissederdim"; yüzde 1'i "coşkulu hissederdim" demiş. 

- Çevrimiçinde popüler olmak benim için önemlidir diyenlerin oranı sadece yüzde 9. 
- Özçekimimi (selfie) kimse beğenmezse kendimi kötü hissederdim diyenlerin oranı yüzde 21.
- Yaşamım, çevrimiçinde takip ettiğim insanların yaşamı kadar eğlenceli değil diyenlerin oranı yüzde 21.
- Takipçi sayım arttıkça kendime olan güvenim artıyor diyenlerin oranı yüzde 15. 
- Arkadaşlarımla çevrimiçi ortamda çevrimdışı ortamdan daha çok tartışıyorum diyenler yüzde 19.
- İnsanlar çevrimiçi ortamda söylediklerimi sıklıkla yanlış anlıyor diyenler yüzde 24.
- Çevrimiçi ortamdaki gönderilerimi kimlerin gördüğünün önemi yok diyenler yüzde 21. 
- Yeterince beğeni almayan gönderilerimi silerim diyenler yüzde 18.
- Çevrimiçi ortamda popüler olacak kadar ilginç değilim diyenler yüzde 18. 
- Benim yaşımda birinin sosyal medyayı kullanmaması tuhaftır diyenler yüzde 16.
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

HABER SİTELERİ / 2022-2023

 2022-2023 eğitim yılı Güz döneminde Üsküdar İletişim'de verdiğim Gazeteciliğe Giriş dersi kapsamında öğencilerimin açtığı haber siteler...